Friday, February 24, 2017

Fransız Alman İttifakının Geleceği

Fransız Alman İttifakının Geleceği



Fransa merkezli Diplomatie dergisinin 82 nolu Eylül-Ekim 2016 say?s?nda, Avrupa Birli?i’nin omurgas?n? olu?turan Frans?z-Alman ittifak? hakk?nda kapsaml? bir dosya yay?nlanm??t?r. 5 farkl? makale ve portfolyo bölümünden olu?an dosya, Brexit karar? ile zor günlerden geçen ve da??lma riskiyle kar?? kar??ya olan AB’nin gelece?i hakk?nda bize fikir verebilir. Bu yaz?da, bu dosyadan yer alan 5 makale özetlenecek ve yorumlanacakt?r.

Diplomatie dergisinden Frans?z-Alman ittifak? hakk?nda kapsaml? bir dosya

Almanya uzman? Frans?z ara?t?rmac? Claire Demesmay[1] imzal? ilk makale, Avrupa Birli?i genelinde ve Fransa-Almanya ili?kilerinde son dönemde ortaya ç?kan siyasal sorunlar? incelemekte, buna kar??n, AB projesini ciddiye almalar? ve desteklemeleri nedeniyle, bu iki ülke aras?ndaki ili?kinin gelecek için de büyük bir potansiyel te?kil etti?i sonucuna varmaktad?r. Demesmay’a göre; Avrupal?lar, son 10 y?ld?r sürekli kriz halinde ya?amaktad?r. Lehman Brothers’?n bat???yla ba?layan 2008 y?l?ndaki finansal kriz, Avrupa ülkelerinin birço?unda etkili olan borç krizi ile devam etmi? ve avro bölgesinin (eurozone) istikrar?n? bozmu?tur. Bu süreçte, özellikle Güney Avrupa ülkelerinde, yükselen i?sizlik oranlar? nedeniyle siyasal istikrar da bozulmu?tur. Tüm bunlara ek olarak, 2015 y?l?ndan itibaren Suriye iç sava?? nedeniyle ba?layan göç dalgas? ve mülteci krizinin Avrupa ülkelerini de etkilemeye ba?lamas?, AB’nin istikrar?n? daha da bozmu?tur. AB’ye son darbe ise, bu y?l içerisinde Birle?ik Krall?k’?n Brexit referandumu sonucunda AB’den ayr?lmay? kararla?t?rmas? olmu?tur. Bu sorunlar, haliyle AB’yi ayakta tutan Frans?z-Alman ittifak?n?n ba?ar?s?n?n ve gelece?inin sorgulanmas?na neden olmu?tur. Ancak ?uras? bir gerçektir ki, Frans?z-Alman ili?kileri ?kinci Dünya Sava??’ndan sonra çok de?i?mi? ve bugün sa?lam ve dostçad?r (solide et cordiale). ?ki ülkenin Avrupa’da bar?? ve güvenli?in korunmas? gibi çok önemli ortak de?erleri mevcuttur. Ancak bu durum, iki ili?kilerde hiçbir sorun yokmu? anlam?na gelmemelidir. Öncelikle, bugün Angela Merkel-François Hollande ikilisinin gösterdikleri liderlik, geçmi? krizlerde rol alan Alman-Frans?z liderlikleriyle kar??la?t?r?ld???nda yeterince azimli gözükmemektedir. 1973 petrol krizinde Helmut Schmidt-Valery Giscard D’Estaing ikilisinin veya Berlin Duvar?’n?n y?k?lmas? sonras?nda Helmut Kohl-François Mitterrand ikilisinin gösterdikleri liderlik örnekleri hat?rlan?rsa, Brexit karar? öncesinde ve sonras?nda Merkel-Hollande ikilisinin gösterdikleri liderlik performans? rahatl?kla ele?tirilebilir. Yazara göre; Frans?z-Alman ittifak?, siyasal kültür farkl?l?klar? ve ekonomik ç?karlar?n farkl?la?mas? nedeniyle hiçbir zaman sorunsuz olmam??t?r. Buna kar??n, son dönemde Fransa ekonomisi kötüye gider ve i?sizlik yükselirken, Alman ekonomisi iyi durumda gözükmektedir. Bu asimetri, ikili ili?kileri bozma potansiyeline sahiptir. Zira AB düzeni içerisinde Fransa ekonomisini düzeltmek için gerekli reformlar? yapamazken, Almanya da bu durumun de?i?mesi için bir çaba göstermemektedir. Almanya’da geni? tabanl? CDU-SPD koalisyonunun yaratt??? siyasal istikrarla Fransa’da popülaritesi dü?en sol iktidar aras?ndaki fark ve Fransa’n?n son dönemde ya?ad??? güvenlik sorunlar? da buna eklenebilir. Bu sayede, Almanya asl?nda yaln?zca Fransa kar??s?nda de?il, tüm AB üyeleri kar??s?nda dominant bir görüntü çizmeye ba?lam??t?r. Zaten tam da bu nedenle, Frans?zlar?n yüzde 75’i AB’ye Almanya’n?n yön verdi?ini dü?ünmektedir. Buna kar??n, Almanlar?n sadece yüzde 47’si bu görü?e kat?lmaktad?r. Almanya’n?n Yunanistan ekonomik krizi ve Türkiye ile yap?lan Suriyeli mülteciler anla?mas?nda gösterdi?i liderlik, bu durumun aç?k kan?tlar? haline gelmi?tir. Bu tablo içerisinde, Fransa’da AB kar??tl??? yükselmekte ve Marine Le Pen’in savundu?u Frexit ciddi bir ihtimal haline gelmektedir. Ancak sorunlar? da abartmamak gerekir; zira AB projesinde yer almadan bu ülkelerin dünya ekonomisi ve siyasetinde etkili olmalar? da en az?ndan k?sa vadede kolay gözükmemektedir.

Sciences Po Profesörü ve Frans?z diplomat Maxime Lefebvre[2] imzal? ikinci makale, Frans?z-Alman ittifak?n? diplomasi tarihi perspektifinden incelemektedir. Lefebvre’e göre; Frans?z-Alman ittifak?, -Brexit sonras?nda- ABD ile müttefik, ama ayn? zamanda ona kar?? özerk ve güçlü bir Avrupa kurabilir. Zira Brzezinski’nin y?llar önce söyledi?i gibi; “Avrupa entegrasyonu projesiyle Fransa reenkarnasyon, Almanya ise günahlar?n?n affedilmesini amaçlam??t?r” (A travers la construction européenne, la France vise la réincarnation et l’Allemagne la rédemption). CDU (Alman H?ristiyan Demokrat Partisi), Adenauer’den Merkel’e kadar AB projesiyle Bat? ittifak?nda yerini sa?lamla?t?rmay? amaçlarken, her ne kadar Alman solunda (SPD) Willy Brandt ve k?smen Gerhard Schröder gibi Ostpolitikçi do?uya aç?lmak isteyenler olsa da, Alman solu için de Bat? ittifak? öncelikli e?ilim olmay? sürdürmü?tür. Fransa ise, özellikle De Gaulle döneminde Bat? ittifak? içerisinde yer almas?na kar??n, ulusal ç?karlar? etraf?nda ?ekillenen daha ba??ms?z bir d?? politikaya yönelmi?tir. Dolay?s?yla, Almanya için AB projesi ve NATO ittifak? yeniden güç kazanmak için araç hüviyeti kazan?rken, Fransa içinse Alman militarizminin ve gücünün yeniden kazanmas? riskini beraberinde ta??maktad?r. So?uk Sava?’?n sona ermesiyle birlikte Alman d?? politikas?nda normalle?me ba?lam?? ve özellikle Rusya ile ili?kiler geli?tirilmi?tir. 2003 Irak Sava??’nda ise, Almanya ve Fransa pasif kalmay? tercih etmi?ler; hatta ABD’nin politikas?na -yüksek sesle olmasa da- kar?? ç?km??lard?r. Fransa, ayr?ca bu dönemde Birle?ik Krall?k ile de ili?kilerini geli?tirmi? ve co?rafi, kültürel ve siyasi yak?nl?k sayesinde bu ülke ile güvenlik alan?nda i?birli?i tesis etmi?tir. Brexit sonras?ndaysa, Frans?z-Alman ittifak?n? yeni bir dönem beklemektedir. Bu geli?me, ku?kusuz iki ülkeyi birlikte hareket etmeye zorlayacakt?r. Bu noktada, eski ?ngiliz Ba?bakan? Winston Churchill’in üç çemberli Bat? tasavvuru akla getirilirse, Birle?ik Krall?k ve kolonileri ba?l? ba??na bir blok, k?ta Avrupas?’na yay?lan Avrupa Birli?i ise bir di?er blok olarak görülebilir. Bu nedenle, bu iki ülke AB içerisinde serbest piyasa ekonomisine dayal? tek bir pazar, ortak para birimi ve AB ülkeleri aras?nda dola??m hürriyeti (Schengen bölgesinde) gibi politikalar? korumak ve geli?tirmek zorundad?rlar. Bunlara ek olarak, son dönemde ortaya ç?kan güvenlik riskleri nedeniyle iç güvenlik ve d?? güvenlik gibi politikalarda da AB’ye ortak bir perspektif kazand?rabilirler. Sonuç olarak, Brexit, bu ikiliyi birbirini daha iyi anlamak ve ortak çal??mak konusunda zorlay?c? bir faktör olmu?tur.

Siyaset Bilimi doktoral? ve LSE’de ziyaretçi ö?retim üyesi olarak ders veren Thierry Chopin[3] imzal? üçüncü makale, öncelikle Brexit’in AB ve Avrupa entegrasyonu için kötü bir geli?me oldu?u tespitini yapmaktad?r. Yazara göre; Avrupa entegrasyonunda ilerleme kaydetmek için, siyasi iradenin güçlü olmas? gerekmektedir. Bu, ancak hükümetlerin iste?i ve halklar?n deste?iyle sa?lanabilir. AB’yi toptan ilgilendiren konularda 27 üye ülkenin birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Ancak daha tart??mal? meselelerde, önemli üye ülkeler ve Frans?z-Alman ittifak? inisiyatif alarak di?er üye ülkelere yol gösterebilirler. Yakla?an Fransa’daki Cumhurba?kanl??? ve Almanya’daki parlamento seçimleri, bu anlamda önemli olaylar olacakt?r. Kuruldu?u günden bu yana Avrupa Birli?i fikrinin itici gücü olan Alman-Frans?z ittifak?, Sarkozy döneminde denenen Frans?z-?ngiliz ittifak? ve Hollande döneminin ba??nda denenen Frans?z-?talyan ittifak? giri?imlerinin de gösterdi?i üzere, AB için ya?amsal nitelikte önemlidir. Ukrayna krizi, Suriye iç sava?? ve yaratt??? göç dalgas? ve Yunanistan ekonomik krizi gibi konular, bu iki ülkenin birlikte çal??malar? gerekti?ini göstermi?tir. Zira bu ittifak, Avrupa nüfusunun yüzde 30’unu ve Avrupa ekonomisinin yüzde 50’sini temsil etmektedir. Jean-Claude Juncker’in deyimiyle “polycrise” (çoklu kriz) döneminde olan AB için, bu ittifak çok ama çok önemlidir. Bu ikilinin, Benelux ülkeleri, ?spanya ve ?talya gibi Güney Avrupa ülkeleri ve Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkeleriyle ortak hareket etmeleri ?artt?r.  

Fransa uzman? Alman akademisyen Henrik Uterwedde[4] imzal? dördüncü makale, Fransa ve Almanya’n?n ekonomik modellerinin farkl?l?klar?na dikkat çekmektedir. Son ekonomik krizde de görüldü?ü üzere, iki ülkenin ekonomi politikalar? zaman zaman çeli?ebilmektedir. Fransa, ?kinci Dünya Sava??’ndan sonra kalk?nma politikalar?n? daha devletçi (étatiste) bir zemine oturtmu? ve müdahaleci politikalar? savunmaya devam etmi?tir. Ancak bu politika, haliyle geçen 40 y?l içerisinde epey de?i?mi?tir. Avrupa bütünle?mesi daha liberal politikalar? zorunlu k?lm??, buna kar??n Fransa ekonomisi merkeziyetçi ve korumac?l??a daha yatk?n yap?s?yla Alman ekonomisinden daima farkl?l?k arz etmi?tir. Almanya ise, ?kinci Dünya Sava?? sonras?nda tamamen y?k?lmas?n?n -ilginç bir ?ekilde- verdi?i avantajla, otomotiv, mekanik, kimya ve elektrik-elektronik sektörlerinde Ordoliberalizm mant???na ve serbest piyasa düzenine uygun ?ekilde Bat? ekonomisinin lokomotifi olacak yeni ?irket ve fabrikalar?n? in?a etmi?tir. Alman ekonomisi, Amerikan ekonomisine benzer ?ekilde ihracat odakl? olarak kendisini düzenleyerek Frans?z ekonomisinden farkl?la?m??t?r. 2000’lerin ba??na kadar çok iyi giden Alman ekonomisi, bu y?llarda biraz yava?lam?? ve ele?tiriler artm??, ama Schröder hükümetinin reformlar?yla Almanya ekonomik olarak yeniden iyi yola girmi?tir. 2008 küresel ekonomik krizi Almanya’y? da olumsuz etkilese de, Merkel hükümeti o günden bu yana ekonomiyi iyi seviyede tutmay? ba?arm??t?r. Görüldü?ü üzere, Frans?z ekonomisi daha devletçi, merkeziyetçi ve iç odakl?yken, Alman ekonomisi daha liberal ve d?? odakl?d?r. Bu da, haliyle, bugün bile iki ülkenin farkl? refleksler göstermelerine neden olmaktad?r. ?hracatla büyüyen Alman ekonomisi için AB’nin yeni pazarlara girmesi, rekabetçi olmas? ve korumac?l?ktan uzak durmas? daha önemliyken, Fransa için yerli üreticilerin iç pazarda korunmas? ve zaman zaman korumac?l??a gidilmesi daha faydal? görülebilmektedir. Bu farkl?l?klara kar??n, bu iki lider ülkenin AB’nin ekonomi politikalar?na yön vermesi mümkündür.

Avrupa Birli?i ekonomi politikalar? uzman? akademisyen Pascal Kauffmann[5] imzal? be?inci ve son makale ise, avro bölgesi ekonomik krizi ve avronun (euro) durumunu tart??maktad?r. Yazara göre; avro bölgesinde ya?anan son ve büyük kriz, Ordoliberalizm mant???n?n ekonomi yönetimi aç?s?ndan yetersiz kald???n? göstermektedir. Alman tarihinde merkez bankas?n?n özerk olmad??? dönemler felaket ça?r???mlar? yapsa da, Fransa için AB üyelerinin Finans ve Ekonomi Bakanlar?’n?n olu?turaca?? ve ekonomiye müdahale hakk? olacak bir ekonomik giri?im faydal? görülebilir.

Sonuç olarak, bu makalelerin ard?ndan ?u tespitler yap?labilir; AB projesi, son aylarda Brexit süreci ve AB içerisinde birçok ülkede yükselen (örne?in Macaristan) otoriter e?ilimli ve a??r? sa?c? hükümetler nedeniyle zora girmi? gibi görülmektedir. Buna kar??n, AB’nin alternatifi olan ulus-devletler ça??n?n yapt??? ça?r???mlar da halen dünya sava?lar? ve Alman militarizmidir. Ayr?ca ?u da bir gerçektir ki; Avrupa, nüfusu azalan ve ya?lanan, ekonomik aç?dan yerinde sayan ve Rusya gibi büyük ülkeler kar??s?nda olas? bir sava? durumunda kendisini savunmas? kolay olmayan bir k?tad?r. Bu nedenle, küresel siyasette söz sahibi olabilmek için, AB projesine üye ülkelerin de?er vermeleri ve bu yolda devam etmeleri gerekmektedir. Daha güçlü bir Avrupa’n?n yolu ise, üye ülkeleri belli bir say?da (örne?in 30) ve k?ta Avrupas?’nda sabitleyen, di?er yak?n bölgelere ise (Kuzey Afrika, Orta Do?u, Kafkasya ve en önemlisi Türkiye) bölgesel ittifak modelleri ya da farkl? tipte üyelik modelleri geli?tirebilen bir Avrupa olacakt?r. Bunun d???nda, AB ülkeleri içerisinde ya?am standartlar?, maa?lar ve fiyatlar aç?s?ndan daha homojen bir yap? kurulmas? ?artt?r. Yine Avrupa de?erlerinin üye olan tüm ülkelerde korunmas? da, ABnin gelece?inde birlik için bir öncelik olmal?d?r.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMEC?


[1] https://dgap.org/en/think-tank/experts/1069.
[2] https://eurasiaprospective.net/2016/05/30/entretien-avec-maxime-lefebvre-30-mai-2016/.
[3] http://www.lse.ac.uk/europeanInstitute/Staff/visitingStaff/Chopin/home.aspx.
[4] http://www.dfi.de/fr/DFI/apropos_collaborateurs/apropos_collaborateurs_uterwedde.shtml.
[5] http://www.lcdpu.fr/auteur/?fa=ShowAuthor&Person_ID=7294.


Available link for download